Ukrayna Savaşı, Batı’ya karşı Çin ve Rusya’nın saflarını sıklaştırdı
Rusya’nın batı komşusu Ukrayna’da başlattığı “askeri operasyonlar” bir yılı geride bırakırken, savaş Çin ve Rusya’yı ABD ve Batılı müttefiklerine karşı jeopolitik rekabette birbirine yaklaştırdı.
Savaşın başlangıcının yıl dönümü yaklaşırken, Pekin ve Moskova’da Çin ve Rusya’nın “stratejik iş birliği ve koordinasyonu sürdürecekleri” ve “uluslararası arenada hegemonya ve çatışmaya karşı birlikte mücadele edecekleri” mesajları gündeme geldi.
Aradan geçen yıl Çin, Ukrayna’daki savaşta Rusya’yı desteklediği izlenimini vermekten kaçınırken, ABD ile artan jeo-stratejik rekabet ve bölgesel gerilimler, Pekin yönetimini benzer zorluklarla karşı karşıya kalan Moskova’ya “bir” algısıyla yaklaşmaya sevk etti. ortak düşman”.
ABD ve Batı ile girdiği rekabette Rusya gibi bir gücün desteğini kaybetmek istemeyen Çin, Moskova ile “ittifak” içinde olmadığını sık sık vurgulasa da tavrıyla “arınma” görüntüsü verdi. Ukrayna’daki savaş sırasında.
Çin, savaş boyunca iki ülkenin daimi üyesi olduğu Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi başta olmak üzere uluslararası arenada Rusya’ya diplomatik ve retorik destek sağlarken, Moskova ile Pekin arasındaki ticaret hacminin özellikle 2014’te arttığı gözlendi. Batı’nın Rusya’ya yönelik ekonomik yaptırımlarının ardından enerji alanında.
“Sınırsız Dostluk”
Geçen yıl savaşın başlamasından kısa bir süre önce, Çin Devlet Başkanı Xi Jinping ile Rus mevkidaşı Vladimir Putin’in 4 Şubat 2022’de Pekin Kış Olimpiyatları için Çin’i ziyareti sırasında yaptığı görüşme, Pekin’in savaştaki duruşunun sinyallerini verdi. yakında başlayacaktı. yorumlanmıştır.
Görüşmenin ardından iki liderin “Çin ile Rusya arasındaki dostluğun sınırı olmadığını” vurgulayan ortak açıklaması, Pekin’in 20 gün sonra başlayan askeri operasyonlardan “önceden haberdar olduğu” ve “zımni onay verdiği” şeklinde yorumlandı. Olimpiyatların bitiminden sonra. yol açtı
Ukrayna savaşının başlamasının ardından Çin, ülkenin tarafsızlığını vurgulamış, temkinli bir tutum izlemiş ve sorunun barışçıl sistemlerle çözülmesi çağrısında bulunmuştur.
Çinli sözcüler bir yandan “tüm ülkelerin egemenliğine ve toprak bütünlüğüne saygı gösterilmesi gerektiğini” söylerken, diğer yandan Rusya’ya yönelik “işgal” ve “saldırı” sözcüklerini ve anlam ifade edebilecek ifadeleri kullanmaktan kaçındı. kınama
Öte yandan sözcüler, “tüm ülkelerin meşru güvenlik kaygılarına saygı gösterilmesi” talebini dile getirerek Rusya’ya retorik destek verdiler.
NATO’nun Avrupa’daki genişlemesini eleştiren Çin, ABD’yi çatışmayı kışkırtmakla suçlayarak bu söylemi destekledi.
BM Genel Kurulu’nun kınama kararında “çekimser” oyu kullanan Çin, müdahale sonrası Rusya’nın eylemini doğrudan kınamayan birkaç ülke arasında yer aldı.
ekonomik ilişkiler
Çin, Batı’nın Rusya’ya uyguladığı ekonomik yaptırımlara element seviyesinde karşı çıkarak element seviyesinde katılmazken, yaptırımların Avrupa ile Rusya arasındaki alışverişi kısıtlaması nedeniyle taraf değiştiren ticaretten kazançlı çıktı.
İki ülke arasındaki ticaret hacmi 2022’de bir önceki yıla göre yüzde 29,3 artarak 190,3 milyar dolara ulaştı. Bu dönemde Çin’in Rusya’dan ithalatı yüzde 43, ihracatı ise yüzde 12,8 arttı.
Dünyanın en büyük enerji tüketicisi ve ithalatçısı olan Çin, son 5 yılda petrol ithalatının yaklaşık yüzde 70’ini, doğal gaz ithalatının ise yüzde 40’ını Rusya’dan karşıladı.
2022 yılında Çin’in Rusya’dan ithal ettiği ham petrol miktarı yüzde 8 artarken, ithalatın parasal büyüklüğü yüzde 44 arttı. Çin, yaptırımlardan etkilenen Rusya’dan indirimli petrol alma avantajını kullansa da, Ukrayna Savaşı nedeniyle küresel petrol fiyatlarının yükselmesi, enflasyon ve faiz oranlarının yükselmesi nedeniyle daha büyük bir elektrik faturası ile karşı karşıya kaldı.
Savaş nedeniyle Avrupa-Rusya ortasındaki doğal gaz akışının kesildiği bu dönemde Çin, alternatif bir adres olma girişimlerinde bulundu. İki ülke, 4 Şubat 2022’de “Sibirya’nın Gücü” boru hattına ek olarak yeni bir boru hattının inşası için 30 yıllık tedarik anlaşması imzaladı. bölge ve kuzey Çin, tamamlandığında, yılda 50 milyar metreküpe kadar doğalgaz arz edebilecek.
Öte yandan Rusya, Kırım’ın ilhakından sonra 2014 yılında inşa ettiği mevcut hat üzerinden Çin’e doğrudan gaz tedarik etmeye devam etti. Türkmenistan’dan sonra Çin’in ikinci büyük gaz tedarikçisi olan Rusya, ülkeye karadan ve denizden sıvılaştırılmış doğal gaz da ihraç etti.
Silah takviyesi tartışması
Pekin, Rusya ile ticari ve ekonomik bağlarının gelişmesinden yararlanırken, uluslararası yaptırımların Batı ile daha geniş bağları olan Çinli şirketleri etkilememesi için temkinli davranarak yaptırımların çerçevesine bağlı kalmaya büyük özen gösterdi.
Çin, özellikle uçak yedek parçaları olmak üzere kritik endüstriyel eserler ve silah sistemleri satmaktan kaçındı.
Rusya’nın savaş alanında gerilemesi, silah ve mühimmat konusunda yaşadığı sorunlar, Çin’in bu alanda Rusya’ya takviye sağlayabileceğine dair Batı’da şüphe ve endişeleri artırdı.
19 Şubat’ta ABD Dışişleri Bakanı Anthony Blinken, Amerikan istihbaratının Çin’in Ukrayna savaşına yardımcı olması için Rusya’ya silah ve mühimmat sağlamayı düşündüğüne dair bilgi aldığını iddia etti.
Çinli şirketlerin halihazırda Rus savunma sanayisine “öldürücü olmayan” destek sağladığını savunan Blinken, yeni bilgilerin Pekin’in doğrudan “öldürücü” silah ve mühimmat da sağlayabileceğini gösterdiğini iddia etti.
NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg ve Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell de Blinken’in iddialarını yineleyen açıklamalar yaptılar.
Borrell, Çin’in Rusya’ya Ukrayna’da kullanılmak üzere silah tedarik etmesinin AB’nin “kırmızı çizgisi” olacağını söyledi.
“Öldürücü olmayan” destek talebi
Merkezi Washington’da bulunan ve ulusal güvenlik tehditlerini değerlendiren bağımsız kuruluş “C4ADS”, 4 Şubat’ta yayınladığı bir raporda, Çinli devlet şirketlerinin yaptırım uygulanan Rus savunma şirketlerine karıştırıcı ve savaş uçakları için yedek parça da dahil olmak üzere ürünler sattığını iddia etmişti.
Raporda, Ukrayna Savaşı’nın başlamasının ardından Çin’in, Ukrayna Savaşı’nın başlamasının ardından Rusya’ya hem ticari hem de askeri uygulamalarda kullanılabilecek on binlerce çift fonksiyonlu ürün ihraç ettiği iddia edildi.
Ancak iddia edilen alımların Çinli şirketler ile ABD’nin halihazırda yatırım yaptığı Rus şirketleri arasında yapıldığı ve çoğunun savaş başlamadan önce yapılan anlaşmalar çerçevesinde yapıldığı kaydedildi.
Çinli sözcüler, iddiaları “dezenformasyon” olarak nitelendirirken, Ukrayna savaşının en büyük silah kaynağının ABD ve NATO ülkeleri olduğunu, ABD ve NATO ülkelerinin Çin’i haksız yere karalamalarını anlamlı bulduklarını söylediler.
“Çin-Rusya ilişkilerine yönelik baskıları kabul etmeyeceğiz”
Ukrayna sorununun barışçıl çözümünden yana olduğunu savunan Pekin yönetimi, ABD’yi büyük bir ülke olarak krize siyasi çözüm bulmak yerine “ateşi körüklemek” ve “durumdan çıkar sağlamaya çalışmakla” suçladı.
Çinli yetkililer, Çin-Rusya ilişkilerinin “müttefik olmadığını”, “çatışma amaçlı olmadığını” ve “üçüncü şahısları hedef almadığını” vurgulayarak, ABD’nin Rusya’ya müdahil olduğu için Çin’i suçlamasına ve baskı yapmasına izin vermeyeceklerini söylediler.
Ukrayna Savaşı’nın yönü ne olursa olsun Çin’in bir yandan Batı’ya karşı Rusya ile yakınlığını sürdüreceği, diğer yandan Batı ile bağlarını sarsmayacak şekilde ekonomik ilişkilerini istikrarlı bir şekilde sürdürmeye çalışacağı, Diğer yandan.